Moda dünyasının kalbi İstanbul’da atıyor. Bu dünyada var olmak isteyen hemen herkes İstanbul’u mesken tutuyor. Genç moda tasarımcısı Seren Erdoğan ise Ankara’dan dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış durumda. Son dönemlerde adını sıkça duymaya başladığımız Erdoğan, “Şekli ne olursa olsun o beden bizim için bu hayattaki en uygun hediyedir. Kıymetini bilelim bu yüzden bedenimizi güzel gösterecek elbiseler tercih edelim” diyerek moda felsefesini açıklıyor.
Genç moda tasarımcısı Seren Erdoğan modatava.com olarak çok özel bir söyleşi gerçekleştirdik. İşte o özel röportaj
Daha çok alaylıların olduğu bir sektörde, akademiden gelen bir modacısınız. Sizin bu moda dünyasındaki serüveniniz nasıl başladı?
Küçük yaştan beri güzel sanatların çeşitli dallarına ve modaya ilgim vardı. Ailemde de moda ile ilgilenen halalarım, çocukluktan beri bana destek oldular. Ben de güzel sanatlar okumaya küçük yaşta karar verdim. Yeteneklerimi gün yüzüne çıkardım. Lisede yetenek sınavı ile güzel sanatlar lisesi resim bölümünü kazandım liseden sonra Atılım Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü yüzde 100 burslu kazandım 2017 Haziran’da mezun oldum. Ekim ayında Ankara’da bulunan ilk showroom’umu açtım.
Moda dünyasının kalbi İstanbul’da atıyor. Ancak siz Ankara’da merkezli bir çalışma yürütüyorsunuz. Bunun nedeni nedir?
Ankara’yı çok seviyorum. Burada doğdum, büyüdüm. Çevremde burada oluştu fakat İstanbul’da da farklı projelerimiz var 2018 de gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Türkiye’de moda- modacı gibi kavramlar son yıllarda bazı televizyon programlarındaki kişilerle anılır oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Moda kavramı hep vardı zaten ama modacı kelimesini doğru bulmuyorum, moda tasarımcısı desek daha doğru olur. Bu sektör uçsuz bucaksız tabiî ki şov kısmı da şart insanlar modayı televizyon programlarından, internetten kolayca öğrenebiliyorlar.
Genç bir modacı olarak hangi moda akımını kendinize yakın buluyorsunuz?
Kadınsı hatları ortaya çıkaran feminen modayla abartı ve çok renk içeren maksimalist modayı harmanlıyorum.
Tasarımlarınızı nasıl oluşturuyorsunuz, nelerden etkilenirsiniz?
İzlediğim bir film, dinlediğim bir müzikten tutunda caddede yürüyen bir çocuğa kadar her şey bana ilham veriyor. Tasarımlarımı oluştururken üç süreçten geçiriyorum; 1-Model tasarım 2-kalıp 3-üretim
İstanbul Moda Haftası’nda sizi ne zaman göreceğiz?
Sürpriz diyelim.
Tasarımlarınızı yaparken nelere dikkat edersiniz?
Koleksiyonlarımı hazırlarken mutlaka bir tema belirlerim.
Moda dünyasında sizi en çok kim heyecanlandırır, kimin tasarımlarını beğenirsiniz?
Atıl Kutoğlu
Sizin tasarımlarınızı, elbiseleriniz beğenenler, bunlara nasıl ulaşıyor? Bir butiğiniz var mı, nerede? Ya da satın almak için ne yapmalılar?
Showroom’umuza geliyorlar
Genç bir modacı olarak sektörde yaşadığınız zorluklar nelerdir?
Son dönemin trend mesleklerinden olan moda tasarımcılığı ne yazık ki artık okulunu okumayan alaylı insanlar tarafından meslek ediniliyor. Bu yüzden pasta çoğaldı ve rekabet arttı. Fakat moda tasarımı öyle bir dal ki sürekli aktif olmak, sosyal olmak ve ön planda olmak gerekiyor. İnsanlar bir ürünü satın almadan önce tasarımcının tarzı ve sosyal hayatıyla daha çok ilgileniyorlar. Bir tasarım müşteriye ulaşana dek birçok süreçten geçiyor. Tasarımcı tasarımı yakından takip etmek zorunda, örneğin; yanlış bir kalıp veya yanlış bir kumaş seçimi kişiyi kendisine yakışmayan bir şekle sokabilir. Ben de kişiye özel tasarım yaptığım için müşterilerimle birebir yakından ilgilenmek durumundayım.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Size iyi gelen insanlarla zaman geçirin, bugünün tekrarı yok. Bu dünyada en büyük hediye biziz, en güzel hediye bizim bedenlerimiz. Düşünün tüm endamımızla salınarak yürümenin keyfi, ne muhteşem bir andır. Çünkü şekli ne olursa olsun o beden bizim için bu hayattaki en uygun hediyedir. Kıymetini bilelim bu yüzden bedenimizi güzel gösterecek elbiseler tercih edelim.
