Türkiye Uyuşturucu ile Mücadelede Alarm Veriyor

Date:

Her 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü’nde Türkiye’nin uyuşturucu karnesi endişe verici tablo çiziyor. Özellikle 25 yaş altı ölümlerde dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer almamız, acil ve kapsamlı önlemlerin gerekliliğini gözler önüne seriyor.

Prof. Dr. Kültegin Ögel’den Çarpıcı Veriler

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel, Türkiye’deki uyuşturucu kullanımına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2017’de uyuşturucuya bağlı ölüm oranlarında yüksek seviyelerde olan Türkiye, sonraki yıllarda bir düşüş yaşasa da, “25 yaş altı bireylerde uyuşturucuya bağlı ölümlerde maalesef dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alıyoruz” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2024 raporu da bu durumu destekliyor.

Atık Su Analizleri Tehlikenin Sinyallerini Veriyor

Prof. Dr. Ögel, Türkiye’de yeterli saha araştırması olmamasına rağmen, atık su analizlerinin uyuşturucu kullanımının yaygınlığını açıkça gösterdiğini belirtti. Avrupa şehirleriyle kıyaslandığında ülkemizdeki atık sularda ciddi düzeyde uyuşturucu kalıntıları bulunması, önleme çalışmaları ve etkin tedavi sistemlerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Bağımlılık: Yalnızca Ruhsal Değil, Kapsamlı Bir Yıkım

Uyuşturucu kullanımının bireylerin sadece fiziksel ve ruhsal sağlığını değil, akademik, ekonomik ve toplumsal potansiyellerini de yok ettiğine dikkat çeken Ögel, uyuşturucunun yaşamdan kaybedilen sağlıklı yıllar açısından ilk 5 neden, ölümler açısından ise ilk 20 neden arasında yer aldığını vurguladı. Bu durum, bağımlılığın bireyin ve toplumun geleceğini tehdit eden çok yönlü bir sorun olduğunu kanıtlıyor.

Tedaviye Ulaşımda Korkular Engel Oluyor

Bağımlı bireylerin tedaviye başvurmaktan çekinmelerinin ardında sosyal ve hukuki endişelerin yattığını ifade eden Prof. Dr. Ögel, “Tıbbi kayıtların gizliliği konusunda yaşanan güvensizlik, birçok kişinin tedaviye başvurmamasına neden oluyor. Kişiler iyileşseler bile bu sürecin gelecekte karşılarına engel olarak çıkmasından korkuyorlar” dedi.

Yeni Tehlike: Sentetik Kannabinoid ve Gabapentinoid Kullanımı Artıyor

Uyuşturucu kullanım trendlerinin hızla değiştiğine dikkat çeken Ögel, özellikle sentetik kannabinoidler ve gabapentinoidlerin yeniden yaygınlaştığını belirtti. Bu değişime tüm kurumların hazırlıklı olması ve düzenli, kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’de Bağımlılık Araştırmaları Artmalı

Prof. Dr. Ögel, Türkiye’de bağımlılık konulu bilimsel araştırmaların sınırlı olmasının ciddi bir eksiklik yarattığını vurgulayarak, bu alandaki engellerin kaldırılması ve daha fazla yatırım yapılması gerektiğini belirtti. Sağlıklı politikaların geliştirilmesi ve kullanım trendlerinin izlenebilmesi için veri üretiminin şart olduğunu ekledi.

Uyuşturucuya Karşı En Etkili Mücadele Yolu: Farkındalık, Bilim ve Dayanışma

26 Haziran’ın yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda toplumsal bilinçlenme ve harekete geçme çağrısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ögel, uyuşturucuya karşı mücadelede yalnızca güvenlik önlemlerinin değil; önleyici halk sağlığı politikaları, erişilebilir tedavi sistemleri ve kaçakçılık ile mücadelenin de en az o kadar önemli olduğunu vurguladı. Ögel, “Bağımlılık bir sonuçtur; bu sonuca giden yolu değiştirmek ise toplumun tüm bileşenlerinin ortak sorumluluğudur” dedi.

uyusturucu_turkiye
Türkiye’de uyuşturucu kullanımına bağlı ölümlerin, özellikle 25 yaş altı gençlerde endişe verici seviyelere ulaştığı ve ülkenin dünya sıralamasında ilk 5’te yer aldığı açıklandı.

Madde Bağımlılığının Temelinde Ruhsal Sorunlar Yatıyor

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikoloğu Mert Kaya, madde bağımlılığını bir “beyin hastalığı” olarak ele almanın önemine dikkat çekerek, bağımlılık sürecinin yalnızca fiziksel değil aynı zamanda psikolojik kökenli olduğunu vurguladı. Uluslararası araştırmalar, madde bağımlılığı bulunan bireylerin büyük çoğunluğunda çözümlenmemiş travmalar, depresyon, anksiyete bozuklukları ve erken dönem ihmal gibi derin ruhsal nedenlerin bulunduğunu ortaya koyuyor.

Psikolog Kaya’ya göre, özellikle ergenlik dönemindeki gençler için bağımlılığın altında yatan başlıca faktörler arasında duygu düzenleme güçlüğü, sosyal izolasyon, kişilik özellikleri ve kimlik karmaşası öne çıkıyor. Erken psikolojik müdahale ve hem medikal hem de ruhsal destek hizmetlerinin sağlanması, bağımlılığın önlenmesinde belirleyici rol oynuyor. Türkiye’deki güncel klinik sonuçlar da, madde kullanım bozukluğu ile yenilik arayışı davranışı, riskli sosyal çevre, aile içi problemler ve ruhsal hastalıklar arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu veriler, bağımlılıkla etkin mücadelede bireyin psikolojik dayanıklılığını artırmanın, ruhsal sorunlara erken dönemde müdahale etmenin ve kapsamlı psikososyal destek sunmanın hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor.

Uyuşturucuyla mücadele, yalnızca maddeden uzak durmakla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda bireyin ruhsal iyilik halini koruma ve güçlendirme hedefiyle çok boyutlu bir yaklaşımı gerekli kılıyor. Bu nedenle, bağımlılığın önlenmesi ve tedavisinde bireysel farklılıkları gözeten, psikolojik bütünlüğü destekleyen sürdürülebilir çözümler sunulması gerekiyor.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Share post:

spot_imgspot_img

Popular

More like this
Related

Minik Serçe’nin Duygusal İmzası: “Sen Ağlama”

Sezen Aksu, Türk pop müziğinin tartışmasız kraliçesi, kariyeri boyunca...

Gülsen Karatoprak İmzalı Nilüfer Hiti: Sebebi Sen

Nilüfer'den listeleri sallayan yeni şarkısı "Sebebi Sen" Gülsen Karatoprak...

Salsa Cup 2025 Türkiye Salsa Yarışması 3 Mayıs’ta

Türkiye'nin en yetenekli salsa dansçılarını bir araya getirecek olan...

Sümeyye Aydoğan’dan Görsel Şölen

Genç ve yetenekli oyuncu Sümeyye Aydoğan, spor giyim devi...