Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba
Bugün sizlerle hayatımızda deneyimlemiş olduğumuz olaylardan yola çıkarak edindiğimiz yaşanmışlıklara değineceğim. Buna kimimiz ‘yaşanması gereken’ diye nitelendirebilirken kimimiz de tecrübe olarak isimlendirebilir. Hepimizin farklı yaşanmışlıkları ve farklı algılama yöntemleri olduğundan yola çıkarak değişik çağrışımlarla yola devam etmemiz olasıdır.
Bugünkü yazımda bu durumu en çok hangi kısmıyla masaya yatıracağımızı sorarsanız ‘bize neler öğrettikleriyle’ başlayabilirim. Hepimiz hayatımızın farklı bölümlerinde değişik tecrübeler yaşarız. Bunların bazıları hoş anılardır hatırlamaktan memnun oluruz bazıları da hatırlanıldığında iyi hisler uyandırmadığı için olumsuz olarak kalır hafızalarımızda… Ama şu anki durumumuza baktığımızda yaşanan olaylardan neler öğrendiğimizi konuşsak neler diyebiliriz mesela… Bizi üzen olaylar bize acı ya da üzüntü verdiği gibi güzel olaylar sadece o anki mutluluğunuzun resmi miydi? Nasıl yollarımıza devam ettik bu yaşanmışlıklarımız sonrası?
Hepsinde ‘evet harikaydı’ ya da ‘çok acı vericiydi’ yorumlarının dışında neler öğrendik neler kattı bize. Kendimden örnek vererek başlayacak olursam üzüntü ve acı veren deneyimler ebetteki hoş hatırlanmayabiliyor hatta bazen dimağımızdan silmek dahi isteyebiliyoruz bazı anılarımızı ama sadece bu kadar mı? Beni ben yapan bu zamana Burcu olarak gelebilmemi sağlayan sadece hoş anılar olmadı takdir edersiniz ki. Size bir çok konuda hayatı yeniden sorgulatan, bazen işin içinden çıkamadığınız, kendinize itiraf edemediğiniz, canınızı sıkan tecrübeler sadece kötü müydü? Buna maalesef ki evet diyemeyeceğim. Onlar benim bu hayatta kendi gücümü görmemi sağlayan, ne tarz bi öğreti olursa olsun tekrar hayata sarılmamı sağlayan yolumdaki yapıtaşlarım oldu hiç şüphesiz. Evet hayatta hepimize bazen sürpriz gibi gelen tecrübelerle yollarımıza devam ediyoruz. Bunlara bikaç kelimeyle yaklaşmaktansa tüm bu yaşadıklarım bana ne kattı, bundan daha güçlü nasıl çıkabildim diyerek yoluma devam etmeye çalıştım hep. Kendimizi hayattaki yaşanacaklardan soyutlayamayız ya da sadece güzel olaylar olsun olumsuza tahammülüm yok diye şımarık bir çocuk gibi de davranamayız…Buna her ne kadar bazı tepkiler versek de bu başımıza gelir ve biz bunları yaşarız ve aldığımız derslerle, kimi zaman daha kırgın ama daha öğrenmiş olarak kimi zaman da eskisinden daha güçlü hayatımıza devam ederiz.
Şimdi bana ‘öyle söylendiği gibi kolay olsa keşke’ de diyebilirsiniz…Bu sözde de haklılık payı var elbette ama yaşadığımız iyi ya da kötü olay neyse ertesi gün hayatımızın son günü olmuyor ki..Bazen kolumuzu dahi kıpırdatmak istemesek de ‘hayat devam ediyor’. Biz o anki ruh halimizle bunu istesek de istemesek de bu böyle. Ne öğreneceğiz. Nasıl başa çıkacağız..O acı ya da üzüntü neyse ona nasıl daha az tutunarak yola devam edeceğiz burada sonuca odaklanmak en doğrusu. Aksi takdirde kısır bir döngüyle eksenimizde dönüp durmak zorunda kalırız.
Peki neler mi yaparız? Örnek vermek gerekirse bu yola girerken aldığınız kararlar neler mesela. Bunları gözden geçirip her verdiğiniz karara ayrı değer vererek sonuna kadar bu kararlarınızı sevin.. Evet yanlış duymadınız.. Verdiğiniz karar ne olursa olsun önce kendinizi sonra aldığınız kararları sevin.. Aksi takdirde sağlamca tutunamazsınız en ufak bir rüzgarda sallanmaya yalpalamaya başlarsınız.. Kendinize verdiğiniz değer aldığınız kararlar gibi önemlidir unutmayın.. Kararlarınızın yönleri şartlara göre değişiklik gösterebilir bazı yol ayrımlarına girebilirsiniz ama olsun devam edin aynı kararlılıkla.
Eğer merak ederseniz şu an inanın hiç atıp tutmuyorum sevgili okur ben bu bahsettiklerimin hepsini dönem dönem yaşadım.. Kararlarımı sevmemin, kendimi sevmemin yaşadıklarımın bana neler öğrettiğini iç sesimi dinleyerek öğrendim.. Çok şanslıydım beni seven ailem ve yakın arkadaşlarım vardı ama inanın ‘insanın takdir ihtiyacının en güzel ilacı içimizden aldığımız o güven duygusuymuş bunu sonradan anladım. Hatta başıma gelenleri kendimi suçlama yoluyla çözmeyle canhıraş uğraşan ben aslında değer verdiklerimi de olumlu ya da olumsuz her neyse bunu da kendi içimdeki kaynakla beslediğimi öğrendim. Size zarar veren o duygu, bi zamanlar can bulsun, büyüsün diye büyük bir ihtimamla suladığımız en sevdiğimiz çiçeğin size verdiği rahatsız bir kokuya da dönüşebilir belki de günün birinde.
Diyeceğim o ki her gün zihnimiz yeni olaylarla karşılaşır bir sürü olay, tecrübe yaşar ..artık adına ne derseniz. Bunlar neler katıyor bize. Neler öğretiyor ona bakmak lazım. Kendimize iç sesimize,kendimizi ne kadar takdir ettiğimize,bu yoldan ne kadar öğrenmişlikle çıkmış olduğumuza bakmak lazım..Bu yolda bir kayıp olduğunu düşünmeyenlerdenim..Her tecrübe yeni bir biz yaratıyor aslında..Hepimizin yöntemleri farklı sadece..Ama yöntem ne olursa olsun verdiğiniz kararı sevin o size ait olduğu için sevin uygulamanız kolaylaşacaktır..Karar değişiklikleriniz de olur hepsi hayata dair..Ama bilin ki o girmiş olacağınız yolda da öğrenecekleriniz vardır..Böyle bakmak içimizi rahatlatır en azından
Hepinize iyi haftalar.