Tan Fırat EYÜBOĞLU/ Malum, estetik bir görünüşe sahip olmak günümüzün en önemli unsurlarından biri. Sosyal ve özel hayatı derinden etkileyen bu durum özellikle yüz bölgesinde dişlerin önemini bir hayli arttırıyor. Sadece konuşma ve fonksiyon için değil estetik açıdan da önemli bir yere sahip olan dişler doğal olarak daha estetik olmak kaygısı ile renk, şekil, pozisyon değişikliğini içeren birçok estetik girişimin de hedefi haline geliyorlar. Belki bu uygulamaların nispeten en zararsızlarından ve “dişlerimin şekli ve konumundan memnunum ama bir de şu renkleri iyi olsaydı…” diyenlerin sıklıkla başvurduğu diş beyazlatma işlemi. Geçen yazımda da belirttiğim gibi birçok estetik uygulama da olduğu gibi maalesef diş beyazlatma işlemi de ziyadesiyle suiistimale açık bir halde.
Bu suiistimalin temelinde de tabi ki girişimin sonuçlarına yönelik aşırı beklentiler ve abartılı vaatler yer alıyor. Biraz reklam biraz kar payı da işin içine girdimi televizyonlardaki satış reklamları kıvamında bir olayla karşı karşıya kalabiliyoruz. Peki diş beyazlatma nedir? ne beklemeliyiz? Ne zaman yaptırmalıyız?
İşte her yönüyle diş beyazlatma hakkında bilmek istedikleriniz
1.İşlemden sonra dişlerim bembeyaz olacak…
Belki de en çok rastlanılan algı hatalarından biri maalesef bu. İşlemin adına kanıp beyazlatma işleminde sonra gerçekten de bembeyaz dişlere sahip olacağımız inanışı, işlem sonrası hayallerimizin yıkılması ile sonuçlanabiliyor. Dişlerimizin doğal bir renk tonu vardır. Biz diş beyazlatma işlemini ne kadar yaptırırsak yaptıralım kendi renk tonumuzun en açık halinden daha ileri gidemeyiz. Aslında işlemin adı beyazlatma olsa da yapılan işlem ağartmadır. Eğer patolojik bir nedenle dişlerinizde renklenme yoksa ki bu durumu hekiminiz muayeneden sonra size bildirecektir, beyazlatma işlemini ile en fazla kendi renk aralığımızın en açık tonunun yakalayabiliriz.
2. Dişlerim işlemden sonra hep beyaz daima beyaz…
İkinci en büyük hata da bu işlemin burun estetiği gibi bir kere yapıldı mı daimi olacağını zannetmemiz. Hâlbuki durum bundan çok farklıdır. Çünkü dişlerimiz bizim yediğimiz gıdalardan etkilenerek sadece doğuştan değil sonradan kazanılan bir renk yapısına da sahiptir. Her ne kadar beslenme, dişlerin ana rengini patolojik olaylar dışında genlerimiz kadar etkilemese de tonunun bir hayli etkilemektedir. Dolayısı ile eğer beslenme alışkanlıklarımızda bir değişiklik olmazsa yaptırdığımız işlemin kısa sürede geri dönmesi kaçınılmazdır. Bu konuda sadece beslenme değil tütün ve tütün ürünleri ve boyayıcı ajan (kırmızı pul biber, safran, kırmızı şarap, … vb) olarak nitelendirilen ve kullanıldıklarından dişlerin rengini etkileyen bir takım ajanların da kullanımının kontrol altına alınması gerekmektedir. Yoksa işlem sonrası renklenme eskisinden daha da kötü bir şekilde geri dönebilmektedir.
3.Beyazlatma mı? Masum mu?
Tabi ki beyazlata işlemi diğer estetik seçeneklere göre nispeten daha masum olsa da tam bir masumiyetten bahsetmek pek mümkün olamamaktadır. İşlem ile diş mineleri bir miktar zayıflamakta ve diş hekimi kontrolünde yapılmayan beyazlatma işlemlerinden sonra dişlere ve diş etlerine büyük hasar gelebilmektedir. Bu bağlamda beyazlatma işlemini mutlaka hekim kontrolünde yapmanın dışında işleme başlamadan önce tamamen sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olmak da önemli unsurlardan biridir.
Sonuç olarak diğer birçok estetik işlemde olduğu gibi diş beyazlatma işleminde de beklentilerimizi makul bir aralıkta tutmakta fayda olabilir. Bunula birlikte beyaz dişlere sahip olmanın sadece beyazlatma işlemine değil dişlerimizin renklenmesine neden olan alışkanlıklarımızı değiştirmeye de bağlı olduğunu hatırlamak önemlidir.