Yeni bir eğitim-öğretim dönemine başlıyoruz. Çocuklar hala yaz tatilinin tadını çıkarmaya devam etsin veliler yavaş yavaş hazırlıklara başladı. Yazdan kalma ödevlerin tamamlanmasından tutun da yeni dönemde okul müfredatındaki değişimlerle birlikte herkeste tatlı bir telaş başladı. Tabi güzel kelimelerle ifade ettiğime bakmayın bunun ruh olarak hazırlanması var, maddi masraflar almış başını gidiyorken bunun neresi tatlı dediğinizi duyar gibiyim ama buna da güzel tarafından bakma çabası denebilir. Süreç önemli. Malum öğrenciler uzun bir tatil dönemindeydiler ve bir sürü sorumluluktan da kısmen uzak.. En azından her gün düzenli ‘‘yatma vakti’’ şeklindeki uyarılardan bir nebze de olsa uzakken ödevlerin hepsi bitti mi tarzında cümleleri sıkça kuran ebeveynler hazır mısınız?
Bu dönem de her dönem olduğu gibi çocuğumuza derslerini yapmaktan ve okulda arkadaşlarının ne yaptığını sormaktan çok onların neler öğrendiğiyle ilgili öğrenciyi kendisini geliştirecek sorularla kendini fark etmesini sağlamak oldukça faydalı olacaktır. Bunu neden söyledim ‘’öğrenme’’sadece okulda olan bir olgu değil biliriz ki hayat boyu öğreniriz bu süreçte de okul bunun için ilk basamaktır tüm bireyler için.. Çocuklara okula isteyerek gitmelerini, orada bir mecburiyet unsuru olmadığını aşılayabilmek için kendimizden örnekler vermek yerinde olur. Örneğin;’’bu ailede hepimizin görev ve sorumlulukları var babanın sorumluluğu çalışarak bazı ihtiyaçlarımızı karşılaması, annenin de eğer çalışıyorsa bu ihtiyaçlara destek olması (ve/veya sadece annenin karşılaması) ve birey olarak senin de bu sorumluluğa okula giderek katkıda bulunman hepimizin birlik içinde yapmamız gerekenleri yerine getirmemiz gerekir’’ diye örnekleyebiliriz.
Bu süreçte çocuğa yapması için bazı şantajlar sunmak uzun vadede oldukça etkisiz olacaktır. Ödevini bitirirsen bilgisayarında oyun oynayabilirsin, yüksek not alırsan seni istediğin yere götürürüm,eğer arkadaşlarınla kavga etmezsen istediğin şeyi satın alabiliriz vs gibi ödüller çocukların karakterlerinin oluşma aşamasında ebeveynleri zorlayacaktır. Verilen ödül ya da ceza; öğrencinin yapması gereken okula gitme, derslerine çalışma, ödevlerini yapma gibi davranışlar artık bir şarta bağlanmış olur ve bu sorumluluklar da bu şantajlar vesilesiyle dallanıp budaklanabilir. Ebeveyninin yaptığı pazarlığa kendi de yeni kılıflar bulabilir ve bu karşılıklı alma/verme davranışını meşrulaştırır. Artık bu durum çocuk için okula gitme, ödev yapma sorumluluğu; amaç olmaktan çıkıp araç olma durumuna girer. Bunun tam tersi olarak; Ödevlerini yapmazsan bir daha eline bilgisayarı alamazsın, hasta olup terleyip üşütürsen vs yere bizimle gelemezsin’’gibi. Burada çocuğun birey olma aşamasında yeterli seviyede sorumluluk sahibi olamaması ve yerine getirmediği her davranışta kendince bir bahane ve sebep bulmasına yardım edecektir.
Yaptıkları davranışlar sonucunda edindikleri çabayı görmezden gelmeden kendileri için ‘’akıllı kızım, başarılı oğlum’’ gibi ekstra sıfatlar kullanmak yerine yaptıkları işlere sıfatlar getirebilirsiniz. ’’Oldukça güzel bir resim yapmışsın’’, ’’sınavında başarılı notlar aldın, çalıştığının karşılığını almış olman ne kadar iyi bir his olmalı ‘’. Bu örnekteki durumlara yapılan yorumlar onların duygularını anladığınızı gösterecektir. Aksi takdirde başarılı olamayacağını düşündüğü hiçbir olay ya da durum için çaba sarf etmeyecektir. Çocuğa yapılan çabasız direk övgü bağımlılık ve hayat boyu bireyler tarafından onaylanma ihtiyacı getirir.
Bununla beraber okul zamanı geldiğinde aile tarafından yapılan tüm masraflar oldukça zorlayıcı olsa da çocuklara yapacağınız açıklamalarda bazı hususlara da dikkatinizi çekmek isterim: Öğrencilerin yaşları malum ekonomik durum, maddi gelir konularında bilgi sahibi olamadıkları için zaruri ihtiyaçlar dışında size sundukları maddi istekler konusunda kuracağımız cümleler de onların duygusal durumlarını dengede tutmak için yardımcı olabilir. Örneğin;’’bu bilgisayarı/kıyafeti vs beğendiğini biliyorum ama şimdi diğer masraflara ağırlık vermek durumunda olduğumuz için diğer beğendiğini alabiliriz daha sonra onun için bütçemizi ayırabiliriz’’ diyebiliriz. Burada önemli olan sonrasında ona verdiğimiz sözü er ya da geç tutmamızdır. Aradaki güven duygusu için ve davranış olarak ebeveynleri model olarak aldıkları gerçeğini unutmazsak ilişkilerimizi sağlıklı ve dengede kurup koruyabiliriz.
ANNELER BABALAR DİKKAT!
Date: