Fulya Öztürk Placing
Stratejik İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu
http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing
http://twitter.com/FOzturkPlacing
fulyaozturkplacing@gmail.com
İÇTEN OLMAYAN YENİ YIL DİLEKLERİ
Yeni yıla girdik. İçten olmayan yeni yıl dileklerimizi savururken, en çok kendimiz için dilekte bulunduk. Ne benciliz değil mi? Hepimizin yeni yıldan beklentileri var ama yeni yılın bizden beklentileri olduğunu görmüyoruz öncelikle…
Mutluluk diliyoruz kendimize. Ne tür bir mutluluk bu? Sadece (beni) bizi mutlu edecek birşey mi? Ya (ben) biz mutlu olunca, başka birinin haklarını alarak mutluluk olacaksa, yine mutlu olmalı mıyız? Bir de mutluluk ”Çok param olsun mutlu olayım” mıdır? – Niye başkalarının da varlığı olmasın? Ya da şöhret midir mutluluk? Başarısız, cılız bir şöhret olacaksan, niye şöhret olasın ki? Bir de böyle yine mutsuz olursun. Yalnız kalmamak için evlilik, sevgili dileyerek mutlu olmayı bekleyenler, emin olsunlar, ruh eşi/kafa dengi değilse karşılarına çıkan kişi; ne evlilik, ne ilişki mutluluk getirmeyecek… Bir de aldattırma meraklısı, sırf entrikadan, başkasının eşini/sevgilisini alınca, boğulacağı hediyelerle mutlu olmayı dileyen akıl almaz ’üçüncü kişi’ insanları unutmadım: Belki mutluluk bozarak elde ettiler diye kendi içlerinde yalan bir mutluluk yaşayacaklar ama bozulan mutlu evliliğin ayırtılmış eşini asla mutlu etmeyi başaramayacaklar; mutlu edilemeyen ayırtılmış bu eş de asla onlarla sonsuza dek kalmayacak – bilmiyorlar mı?
Barış diliyoruz ya dünyaya. Terörü durdurmaya çalışıyor muyuz ki? E bir de terör tarafında olanlar da mutlu olmayı diliyor, ne olacak şimdi? Başkasının ülkesine göz koyup terör, zor kullanma ile o ülkeyi kısmen ele geçirdiklerinde o mutluluk yine kısa süreli. Niye mi? O sözde ele geçirdikleri ülkeye kendi değerini verecek şekilde bakamayacaklar; o ülke eskisi kadar güzel olmayacak; kendileri gibi çirkinleşecek – bilmiyorlar mı?
Sağlık diliyoruz. İyi bakıyor muyuz ki öncelikle kendimize? Az, ölçülü yiyor muyuz? Yeterince su tüketiyor muyuz? D vitaminimiz nasıl? Kan şekerimiz? Ya egzersiz, yürüyüş? Haydi diyelim sağlıklıyız da bu sürsün diye, öyle oturduğumuz yerden cıvıl cıvıl sağlık beklerken hemen yakınımızda hasta olan bir akrabamızın sağlığı için dua ediyor, dilek diliyor muyuz peki? ”Onun bu dileğe daha çok ihtiyacı var” diyebiliyor muyuz? Peki ona sağlık, şifa olabilmek için ne yapıyoruz? Belki de onun dileğinin yerine gelmesi, hastalığının çözümü biziz, o halde neden olmuyoruz? Olsak, işte, onun dileği gerçekleşti bile: Hem sağlık hem mutluluk getirebildiniz birine! Ve siz de mutlu oldunuz o mutlu olunca. Böylece sizin mutluluk dileğiniz de gerçekleşti bile; değil mi?
Ve başarı diliyoruz yine önce kendimize… İşyerinde yükselmeyi diliyoruz mesela… Aynaya gerçekçi bir bakalım. Biz yükselmesi gereken, onu hak eden kişi miyiz, yoksa aslında bunu başkası hakediyor da biz sadece mutlu olmak için mi yükselmeyi diliyoruz kendimize? İşyerinden araç da bekliyoruz. İkramiye de bekliyoruz… Diyelim ki verdiler de: İkramiyeyi biz mi kazandık çalışarak yoksa aslında tüm ekibin başarısı mıydı? İkramiyemizi ekiple paylaşacak mıyız? En azından ekibe bir yemek ısmarlayacak mıyız? Yoo bizim planlarımızda ikinci veya üçüncü bir televizyon ve bir mobilya takımı almak var ne ekip yemeği (!)
