FulyaÖztürk Placing
İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu
http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing
http://twitter.com/FOzturkPlacing
fulyaozturkplacing@gmail.com
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR
Seçim sonuçları açıklandı; kimi siyasi değerlendirme yaptı kimi de hayıflandı. Hayıflananlar arasında öyle paylaşımlar yapanlar oldu ki ağzım açık kaldı ve çok üzüldüm. Sevmediği partiye oy verebileceğini düşündüğü insanlara ’öküz’, ’cahil’, ’ağlayan kesim’, ’fakir’, ’köylü’ diyenleri esefle kınamak boynumun borcu. Ülkeyi etnik kökenleriyle adlandırıp böldüğünü söylediğiniz insanlardan hiçbir farkınız yok. Etnisite bitti şimdi de malvarlığı ile mi ayrıştıracaksınız milleti? Cumhuriyet ilan edildiğinde, savaştan yeni çıkmış bir milletin fertleri olarak büyükannelerimiz, büyükbabalarımız topluca yokluk içindeydiler. Ne yiyip ne içtiklerini, nasıl hayatta kaldıklarını biliyor musunuz? Ürününü toplayıp milletle paylaşan köylü sayesinde.
Atatürk, ”Köylü milletin efendisidir” demişti. Ürününü paylaşan köylüler ve ekip biçme seferberliğine katılan, beden gücü ve teriyle ülkeyi ayakta tutanlar önce ülkeyi ne yiyeceğim derdinden kurtardı. Siz yokluk nedir bilir misiniz? Hiç belediye otobüsüne binmişliğiniz var mıdır yoksa lüks arabalarınızdan otobüslere baktığınızda konserve kutusu mu görürsünüz sadece? Bu kadar şımarıklık da abes. Suçlayacak birini arıyorsanız suçlu yine sizsiniz.
80’ler modası heryerde ve siz Inka, Kızılderili, Anadolu motifli etnik takılarla dolaşmayı biliyorsunuz. Şalvar giyiyorsunuz desenli desenli farkında mısınız? İş modayı takip etmeye gelince canla başla moda dergilerinin son sayılarını alıp yutuyorsunuz da çevrenizde fakir bir ailenin çocuğuna hiç bir kitap alıp hediye ettiniz mi? Ha siz çok zengin bir kesimdensiniz ve çevrenizde fakir mi bulamıyorsunuz? Kapıcınız, bahçıvanınız, hizmetçiniz de mi yok? Kendinizi yükseltirken aslında nasıl da ayrıştırıyorsunuz biliyor musunuz? Onların çocukları için maaş ödemesinden fazla ne yaptığınızı sormak gerekir. Beklenmedik bir hediye verdiniz mi çocukları için? Hiç onlarla sofraya oturdunuz mu? Hastalıkları olan akrabalarını tedavi ettirdiniz mi? Size neden sevgi duysun bu insanlar ve neden sizin gibi düşünsünler diye bekliyorsunuz ki?
Köklerinize yabancılaşıyorsunuz, çevrenize yabancılaşıyorsunuz ve bir gün kendinize yabancılaşacaksınız. Nerede yaşadığınızı bilmeyeceksiniz. Hoş, İstanbul’un, Ankara’nın bazı bölgelerinin adlarını bile bilmiyorsunuzdur. O manavda gördüğünüz meyvelerde, sebzelerde, ekmeğinizin diliminde ne gözyaşları, birbirine tutunmaya çalışan aileler var fark edin! Güçlü olan sizsiniz madem, onların adına siz ses olun. Suçlanmayacak en masum insanlara döndüğünüzde ancak kendi suçunuzu biraz hafifletebilirsiniz. Bir de, AB üyesi olacağız diye boyun eğilen yaptırımlarla tarımın kapasitesinin yüzde 50 düşürüldüğünü hiç ama hiç unutmayın. O riviera hayalleri kurduğunuz kıyılarımızda artık bağ bahçenin ancak ailelerin kendilerine yetmeye başladığı aklınızdan hiç çıkmasın. O şişik cüzdanınız bir gün azalan ürünleri de alamayacak çünkü…