Fulya Öztürk Placing
Stratejik İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu
http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing
http://twitter.com/FOzturkPlacing
fulyaozturkplacing@gmail.com
KALELER VE ŞATOLAR
Gün geçmiyor ki trendlere yenileri ekleniyor. Başarı onları takip etmekte. Sadece duymak yetmez; uygulamak da gerekir. Yoksa modayı yakalayamazsınız. Bir de başkalarının sizi engellemesine veya söylediklerine kulak asmamalısınız. Hatta bu kişiler büyük kitlelerde olsalar bile…
Son yıllarda Avrupa’da düğünlerde kullanılan mekanlarda tarihi binalar başı çekmeye başladı. İngilizler ve Kuzey Avrupa bizim kale veya malikane dediğimiz şatafatlı tüm bu binalara kale, Orta Avrupalılar ise şato diyor. Bu binalarda düğün yapmak eşinizle hayatınızda bir kez yaşadığınız bu mutlu güne inanılmaz bir atmosfer katıyor. Bu gelenek İngiltere, İrlanda, İskoçya, Danimarka, Fransa ve Avusturya’da yaygın.
Bir kere tarihi yönden önemleri var. Kendinizi prens ve prenses ya da dük ve düşes gibi hissediyorsunuz. Hem dış hem iç dekorasyon şaşaalı ve güzel; düğün fotoğrafları inanılmaz sonuçlar veriyor. Servis de otelleri aratmıyor çünkü bu binalara sahip aileler içlerinde oturmadığı ve yönetimi turizm otelcilik profesyonelleri ellerine bıraktığı için her talebinizi karşılayabiliyorlar. Ücretlendirmenin yüksek olmasından korkabilirsiniz fakat inanın lüks bir otelden veya belirlediğiniz bir kır düğününe yapacağınız dekorasyon ve catering masrafından çok değil.
Her zamanki gibi Türkiye’deki tercihlerle kıyaslamak istiyorum. Tutturmuşuz bir Çırağan Sarayı gidiyoruz diyeceğim… Onca güzel tarihi binamız var sırf kiralaması fazla pahalı görünmeyecek diye kimse yanaşmıyor. Beylerbeyi Sarayı’mız, Küçüksu Kasrı’mız, Malta Köşkü’müz bana kalırsa muazzam güzeller… Malta Köşkü’nün servisini hiç denediniz mi? Sıradan bir günde yabancı misafirlerimizi ağırlamıştık o gün bile muhteşemdi çünkü profesyonellerin elinde… Manzaraları süper, binalar, mobilyalar şaşaalı.
Yazının başlangıcını okuduğunda “Avrupa’da nasıl şato kiralarım?” diye plan yapmaya başlayan ve ağzı sulananlara önerim önce milli değerlerimize sahip çıkmamız. Kaleler ve şatolar onların değerleri, saraylar, köşkler ve kervansaraylar da bizim değerlerimiz. O yüzden bir çoğu Milli Saraylar dairesine bağlı ve her gün bakımları da yapılıyor. Bir gün sizler de ilgi gösteresiniz diye…
