POLİTİKA MODASI VE SEÇMENİ ETKİLEMEK

Date:

FULYA ÖZTÜRK PLACINGfulya öztürk placing

İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu

http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing

http://twitter.com/FOzturkPlacing

fulyaozturkplacing@gmail.com

Dünyada ne kadar yayın varsa Kanada’da Libreal Parti’den başbakan seçilen Justin Trudeau‘yu ve Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras’ı yazıyor. ”Trudeau şunu yaptı”; ”gençlik fotoğrafı şöyleydi”; ”karısını topluluk içinde böyle öptü”… Politikasını yazan yok. Neden başbakan seçilmiş vaadleri neymiş detaya inen yok. Belki de merak eden bir gazeteci yok. Yeni Clinton çifti bulundu, artık tuvalete kadar takip edilirler…

Tsipras için de ”halkın adamı”, ”borçlarla boğuşuyor”, ”istifa etti”, ”gecesini gündüzüne katıyor”, ”aldığı kararlar yüzünden eşi boşanabilir” diye yazıyorlar… Peki Tsipras’ın kravatı nerede? Neden hep ceketsiz yaka baş açık dolaşıyor? Neden HDP’li Demirtaş da tıpatıp onun gibi giyinip dolaşıyor halk arasında?

Bir de Merkel var tabii. Çok seyahat ediyor. Neredeyse her gün bir kürsüde konuşma yapıyor. Sürekli toplantılarda protokol sıralarında ve kameralar önünde. ”Suriyeliler’i alacak”, ”Yunanistan’a yardım eli uzatacak”, ”Şansölye Avrupa Birliği için çıkış arayışında” yazılıyor… Peki kaç yayın onun hep aynı kesim ve hep üç düğmeli ceket giydiğinin farkında? Ceketlerinin sadece kumaşları ve renkleri değişiyor ama modelleri kim bilir belki de şansölye olalı beri aynı terziden aynı modelle çıkma.

Sanırım şimdi ne demek istediğimi anladınız. Bu politikacılar neden ülkelerinde bu kadar çok dinleniyor biliyor musunuz? Halkın beklentilerini karşıladıkları için. Kanada bir tv yıldızı, Yunanistan bir kurtarıcı, Almanya ise bir anne aradığı için.

Malumunuz haftaya seçim var Türkiye’de. Şimdi tüm anlattıklarım ışığında önce Türkiye’nin ne aradığını düşünün. Sonra da hangi liderin bu arayışa bir anahtar olacağını hesap edin.

Anımsatmadan geçemeyeceğim; bir zamanlar Türkiye’de, halen ABD’de olduğu gibi ateşli seçim kampanyaları olurdu. Broşürler, bayraklar dağıtılırdı. Bu zamanki gibi zayıf, sadece meydan konuşmaları ve müzikli minibüslerden ibaret değildi 80’lerin, 90’ların seçim kampanyaları. İmaj çalışmaları, Erol Atar’a çektirilen seçim fotoğrafları, seçimlik yeni takım elbiselerle cılız bir mikrofonla bile liderini duyabilen büyük kalabalıklar… Bir de sınırlı TV konuşmaları vardı ki dizilerden çok yüksek reyting alan. Sadelik ama mesaj dolu konuşmalar. Çocukluğumun Özal’ı altın çerçeveli gözlükleri ve altın kaplama dolmakalemiyle ekranda belirdiğinde herkes pür dikkat onu izlerdi. Rakip partilerin taraftarları bile onun dediklerine odaklanırdı. Çünkü o zamanlar ”dinleme” denen bir trend vardı; anlatma ve dinleme birbirini tamamlardı. Beklenti de o yöndeydi; dinleyen anlatana oy verirdi.

politika moda giyim moda

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Share post:

spot_imgspot_img

Popular

More like this
Related

KADINLARIN YAPTIĞI MODA HATALARI

KADINLARIN YAPTIĞI MODA HATALARI Çok sayıda kadın kıyafetlerini ve aksesuarlarını...

DURMADAN SEVER FRANSIZ KADINI

Her şeyden önce Lady Dudley'in,  Fransız kadınını öbür kadınlardan...

GÜZELLİK ŞARLATANLARI

Güzellik zor iş. O yüzden herkes "kolay güzellik sırları,...

COPY PASTE MODASI

2017 yılı moda dünyası açısından oldukça sıradandı. Birçok genç...