DOĞRU ZAMAN NE ZAMAN?
Hayatımızda neleri şimdi zamanı değil diye ertelemişizdir hiç düşündünüz mü? O isteği, yapabilme gücünü hissedip de neleri sonraki hiç bilmediğimiz bir tarihe attık? Sonra dönüp tekrar ele aldık mı belki aldık ya da unuttuk çoktan. Beklersiniz bir türlü uygun şartlar uymaz bazen de. Maddiyat, zaman kısıtlılığı, sağlık gibi başka durumlar da olabilir. Ya da belki şöyle bir beyin fırtınası yapabiliriz. Doğru zaman dediğimiz zaman dilimin geldiğini nasıl anlayacağız? Okul bitince, çok para kazanınca, tatil bittikten sonra, önümüzdeki kışa gibi bir sürü örnekler sayabiliriz hatta burada bize ‘mükemmelci ego’ da destek verir. Şu an hazır değilsin zaten, dur biraz daha zaman geçsin, her şey tam olunca çok mükemmel olacak tarzında cümleler zihninizde döner durur. Peki, biz ne yaparız? Mesela kendimden örnek verebilirim bu zamana gelene kadar şartların olgunlaşmasını beklediğim belki de ‘’daha sonra nasıl olsa yaparım’’ diye bir sürü projemi sonraya atmışımdır düşündüğümde ama sonradan gürdüm ki bu sadece geçici süreli oyalanmalarmış aslına bakarsanız ‘doğru zaman’ dediğimiz şey göreceli. Tamamen kişilerin algısına göre değişiyor. Benim falanca olayı gerçekleştirebilmem için doğru zaman dediğim şey zihnimizin oyunu aslında. Tabi ki bazı şartları kastetmiyorum başta bahsettiğim bazı olumsuz durumlar olabilir insan hayatında elbette ki fakat EGO oyunu bambaşka inanın.
Eğer hayatımızda başlatmak istediğimiz ucundan köşesinden de olsa zaman ayırdığımızda bizi mutlu eden aktivitelerimiz varsa onları şöyle uzaklara daldıracak şekilde düşünmek bunun ilk adımı olabilir. Amaçlarımızı, hedeflerimizi başka bir vakte ertelemeden uygulamaya koymamız hem zihnimizi hem de kendimize verdiğimiz değeri arttıracaktır. Düşünsek aslında, asıl zaman şimdi değil midir yarınla ilgili olan kısımları olgunlaştırmak için belki kısa süreli beklesek de yapabileceklerimizi bu zaman diliminde yapamaz mıyız bir düşünebiliriz. Ailemize zaman ayırmak, kendinizde yapmak istediğiniz bir değişiklik, istediğiniz kitaba başlamak, sevdiğiniz bir arkadaşınızla bir araya gelmek, istediğiniz ama gidemediğiniz bütçenizi zorlamayacak küçük bir yeri görmek, işinizle ilgili şikâyetlerinizi bir günlüğüne de olsa askıya alıp ‘sahiden ne yaparsam mutlu olurum’ sorusu üzerine biraz kafa yormak, mutsuz olduğunuz aile bireyleriyle içten içe hesaplaşmalar yaşamak yerine yüzleşebilmek açık açık konuşabilmek ve bu sayede üzerimizdeki yüklerden kurtulabilmek, liste uzar gider. Bunlardan en az birini bile yapmayı deneseniz bir nebze de olsa bakış açınız değişecektir bunu bütün kalbimle söyleyebilirim. Bunun için kendimi nasıl motive ederim derseniz size naçizane tavsiyem şu olur: Olayın gerçekleştiğinizde neler hissetmiş olacağınızı vizyonlamanız olabilir. Mesela; yapmak istediğiniz bir proje var ve onu bazı nedenlerden dolayı ertelediniz askıya aldınız ama arada sizi de yoklayıp olur mu olmaz mı dedirtiyor işte o zaman hiç durmayın derim. Olayın olma anındaymış gibi neler yaşadığınızı olayın zamanı, yanınızda bulunan kişiler, o anki hissettikleriniz, olmak istediğiniz mekân hatta abartıyorsunuz demeyin üzerinizdeki kıyafete kadar betimleyin en küçük ayrıntısına kadar ve o ana gidin unutmayalım ki zihnin zaman ve mekân algısı yoktur. Siz ne kadar çok betimlerseniz zamanla zihniniz de bu olayı olabilitesi yüksek yaşanacaklar listesine alacaktır. Yani yeni bir yaşanacak listeye alındı diyecektir ve bununla ilgili tüm olumlu düşüncelerle o andan itibaren donanacaksınız. Daha önce aynı olayla ilgili düşünceleriniz ne derece OLUMSUZ olursa olsun hiç fark etmez. Zihnimiz olur mu olmaz mı şu şart oluşmadı bu şart oluşmadı diye bakmaz bir veri geldi bunu da uygulamaya koyalım der. Tabi burada sebatınız ve olayı tekrar biçiminizdeki inancın da çok etkisi var. Göreceksiniz ki bu ayrıntılı betimleme her geçen gün bu hedefinize ne kadar yakın olduğunuzu size hatırlatacak ve bu düşünceleriniz de size olumlu duygu ve davranışlar olarak size geri dönecektir. Bence denemeye değer kazandıracaktır.
DOĞRU ZAMAN NE ZAMAN?
Date: