Stratejik İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu
http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing
http://twitter.com/FOzturkPlacing
fulyaozturkplacing@gmail.com
MANKENLİK AJANSLARI
Uzun zamandır bu konuda doluyum. Kendi lise yıllarımdan beri doluyum hem de. Lisede birkaç arkadaşım ve akrabalarım beni Cindy Crawford’a benzetirlerdi. Gurur duyardım güzel kadındı. Ama klasik bir felsefeyle tek sorduğum ”Neden o ve bir Türk model değil?” olurdu. Crawford kendi şansını kendi yaratmıştı gerçi, Elite Model Look Agency’ye kaydolarak. Ve Zeki Triko’nun da ona ilk büyük işini verdiği konuşulur. Zeki Başeskioğlu dahi bir Türk Cindy Crawford çıkabilir düşüncesiyle bir Cindy benzeri yarışması açmıştı ve katılamamıştım. Henüz lise sondaydım…
Cindy Crawford bize L’Oreal’in Elseve şampuanlarını tanıttı. Zaman geçtikçe onu bağlı bulunduğu ajans tarafından adeta markalaştırıldı. Neye dokunduysa da oldu… Kimse onun yaptıkları için ”Modellikten geldi bundan birşey olmaz” demedi; diyemedi. Ajansı hep arkasıdaydı. Bizde de bir yerli Cindy Crawford var gerçi, Tülin Şahin ve çok da severim kendisini; birlikte çalışma olanağımız da oldu iki ayrı işyerinde. Danimarka doğumludur, iyi insandır ve kendini donanımlandırmaya çabalamıştır. Hem de arkasında bir ajans olmadan.
Eğer boş vaktinde fotoğraf çekerken manken keşfeden fotoğrafçı hikayelerine inanıyorsanız yanılıyorsunuz. 80’lerden bu yana yurdışındaki ajansların ’ajan’ları vardır. Gerekirse sokak sokak dolaşıp fotoğraf çekerler. Eşsiz, değişik bir yüz ararlar. Ve de yüzde yüz estetiksiz. Doğallıktan gelen hatalar kabul görür ve beğenilir. Sonuçta kendini estetiğe boğan bir insan sizi kendine güven konusunda yarı yolda bırakır ve akıl sağlığından da şüphe edilir. Podyum gerekenden çok daha fazla güçlü bir temele ihtiyaçduyar. Özellikle de gece hayatı, kötü alışkanlıklar bu zayıflıklarla mankeni bitirir. Hem kişilik hem de görünüş olarak…
Türkiye’deki mankenlik ajanslarına bakalım şimdi. Çok azı marka bir manken yaratır; şöhretinin gölgesinde kalmaktan korkar. Gelen işleri geri çevirir; şöhretinin gölgesinde kalmaktan korkar. Hakettiği yüzdeden daha azını verir ve der şımarmasın; şöhretinin gölgesinde kalmaktan korkar. Bunları hazmedemeyecek kişiler neden mankenlik ajansı kurar? Neden iş ilişkilerini canımlı cicimli yürütmek ister? Neden eski mankenler işi bu kadar yakından bildiği ve deneyimli olduğu halde bir ajans kurmak istemez? Mesela geçen gün öğrendim İlgi Gövsa da marka danışmanlığı yapmaya başlamış. İletişimciler duyun… Mankenlikten gelen bazı isimleri de takdir etmeden geçmek istemiyorum; Demet Akalın, Selma Ergeç, Serenay Sarıkaya, Kıvanç Tatlıtuğ, Çağatay Ulusoy, Burak Özçivit… Bu isimler arkalarında bir ajans olmadan başarılı oldular. Ama keşke tüm mankenleri kollayan ajansları olsa.