Stratejik İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu
http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing
http://twitter.com/FOzturkPlacing
fulyaozturkplacing@gmail.com
KARAKÖY’ÜN YÜKSELİŞİ
Beyoğlu, Cezayir Sokağı (Fransız Sokağı da deniliyor), Cihangir, Galata, Balat, Tophane derken şimdi de Karaköy gelişiyor…
Bu girişten ne anladınız?
Seviniyoruz; emlak fiyatları artıyor ve birileri İstanbul’un bu en eski yerleşim bölgelerindeki tarihi evleri alıyor; restore ediyor; renkli renkli boyuyor ve yeniden yaşanır alanlar yaratıp güzel turistik alanlar sunuyor. Buraya kadar gurur uyandırıcı, çok sevindirici gelişmeler…
Bu bölgelere sanayi gelmiş gibi bir etki yaratıyor değil mi? Yok, sanayi gelmiyor; iş bulma umudunuz varsa o da ancak aşçılık, satış elemanlığı, garsonluk, barmenlik olabilir buralarda…
Bazı girişimciler sağolsun galeriler veya antikacılarla girip bu alanlara sanat getirmeye çalışıyor. Ve fakat işin sanat kısmı çok cılız kalıyor. Diyeceksiniz ki ”Avrupa ülkelerinde bile özel girişimcilerin açtığı sanat müzeleri şehir merkezlerinden çok uzakta ve zaten çok az sayıda; sana ne oluyor?” Benim İstanbul’um hiçbir Avrupa şehrine benzemez. Kışları 17 milyon, yazları 22 milyon şehrim bu nüfusa, bu canlılığa daha fazlasını hak ediyor… Sanat atölyeleri istiyorum ben… Ressamların biraraya geldiği, ferah ferah tablolar yaptığı atölyeler… Balerinlerin ve baletlerin birlikte egzersizler yapabildiği atölyeler… Tiyatro oyuncularının çıkma ve oyun sergileme şansını daha fazla bulduğu cep sahneleri… Binalar küçük ve tarihi ama olsun; onlara yeter…
Varsa yoksa yemek içmek be kardeşim! Küçük küçük mekanlarda dip dibe masalar, sırt sırta sandalyelerle ne yapayım Paris sokakları örnek gösteriliyorsa?
Yatırımcı dostum… Ya cafe açıyorsunuz ya restoran ya büfe! Millete boğazlarından başka düşünecek şey bırakmıyorsunuz. 50 yeme mekânı aynı yerde iş kurup sokaktan geçen kim hanginizin işletmesine ayak basacak ona bakıyorsunuz. Biri sizin mekâna girdi mi öteki mekânlara “Hıh!” deyip müşteriyi buyur ediyorsunuz. Ne oldu, o müşteriyi siz kazandınız, peki sonra kazandığınız parayla ne yapıyorsunuz? Ya bir yeme yeri daha açıyorsunuz ya ailenize lüks bir daire ya ikinci bir araba ya da ve saire alıyorsunuz. Bunların topluma bir getirisi olmuyor söyleyeyim. Zaten hizmet sektörü çok yorucudur; size kazandırdığını fazlasıyla sizden geri de alır.