Fulya Öztürk Placing
Stratejik İmaj ve Stil Danışmanı, Yaşam ve Oyuncu Koçu
http://www.facebook.com/fulyaozturkplacing
http://twitter.com/FOzturkPlacing
fulyaozturkplacing@gmail.com
MODAYI TAKİP BİR MİLLETİ YÜKSELTİR
Türkiye’yi kuran Ulu Önder Atatürk’ün şıklık ve moda hakkındaki bilgisini hepiniz bilirsiniz. O, yüksek genel kültürü, hayatına sığdırdığı 3500 kitabı, konuşabildiği üç yabancı dil ile birlikte devrinin en şık lideriydi. Atatürk’ün kumaş, kesim ve dönem yıllarına ait moda bilgisini kimse geçememiştir…
Hangi ülkenin turistik belgeselini izlesem ilk baktığım sokak modası oluyor. Ya da Mercedes Benz nerede Moda Haftası yapsa defileleri takip edenler ile o şehrin sokak modasının fotoğraflandığı dosyalara moda dergilerinden, televizyondaki moda programlarından ve Mercedes Benz’in sosyal medya viral videolarından bakıyorum. Bazı ülkeler – ki aralarında yüzde yüz rahat olun Türkiye de var – pırıl pırıl parlıyor. Diğer ülkeler ise vahim durumda; gerçekten içler acısı şeyler görüyorum. Ve aslolan, kendileri bile bunun farkında değiller: Düpedüz ‘dökük’ler.
Dökük olanlara değinmek istiyorum çünkü kültürel olarak şıksızlıklarını irdelemek bana zevk veriyor. Çok caniyim değil mi? Ama çok haklıyım da… Mesela bazı Avrupa ülkeleri 50 yıl önce ve yakın zamanda aldıkları mülteci/göçmen karışımı tipler yüzünden 1 numaralı dökükler. Bu insanlara çeki düzen vermeyi akıl etmemişler ve buna özgürlük/demokrasi/kişi hakları vs. diyorlar. Aslında toplumda ayrık/başka kalmaları da işlerine geliyor sanırım. Diğer yandan, bu kendilerine bu kadar çeki düzen vermeyen, çirkin desenlerle dolaşan insanlar aslında kaçtıkları ülkeleri değil etnik kökenlerini yansıtıyorlar. Mesela Avrupa’da Türk’üm diye dolaşıp Türk olmayan ve İstanbul sokaklarında da gördüğünüz o başıbağlı şıksız dallı güllü hanım ablalar 50 yıldır sizden önce Avrupa’da cirit atıyor. Aslında bazı diğer etnik kökenler var yine sade yine şık olmayı beceriyor ama bu hanım ablalarda tık yon… Pahalı birşey de değil çok mu zor en azından sade renkler seçmek?
Yine sokak modasında en sevmediğim ikinci şey gençlerdeki hiphop tarzı. Siyahlar bile ellerinden alınan ve dejenere edilen bu tarza yabancı gözlerle bakar oldu. Bir takım erkekler altlarından düşecek kadar bol pantolonlara bol kapüşonlu üst ve bir golf şapkası ekliyor kızlarsa ya mayo gibi görünen üstlere yine mayo kumaşından tayt pantolon ya da kolejli eteği giyiyor. Kimdir bu Jay Z kimdir bu Rihanna? Ülkelein sokaklarını bu kadar mahvetmelerine nasıl izin verilir??
Modayı takip bir milleti yükseltir. Sokaklarınız sizi anlatıyor ülkeler! Sonra turistin teki gelip en kuytu sokaklarınızda en hırpani en kendine bakmayı bırakmış en zevksiz insanları fotoğraflayıp kendi ülkelerinde sizi kötü anlatıyor: Bilin. O kötü fotoğraflara bakan insanlar da “Ya bu insanların tarihi M.S. 300’e dayanır. Mert millettir adalet kökenlerinde vardır. Elin teki gelmiş bunları Araplaştırmaya kalkmıştır” demiyor çünkü azınlıklarınıza çeki düzen vermedikçe siz azınlıklarınızla adlandırılıp etiketleniyorsunuz. Yani üç yüz – beş yüz bin kişi yüzünden milyonlarca kişinin imajına çamur atılıyor!
